YARGI KARARLARI EKSENİNDE ANONİM ŞİRKETİN HAKLI SEBEPLE FESHİ DAVASINDA ARABULUCULUK UYGULAMASI
Author :
Abstract
Anonim şirketin haklı sebeple feshi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 531'de düzenlenmekte ve azınlık pay sahiplerinin haklarını korumak amacıyla önemli bir hukuki mekanizma olarak öne çıkmaktadır. Bu davanın dava şartı arabuluculuk kapsamında olup olmadığı, yargı kararlarında ve doktrinde tartışmalı bir konu olmuştur. Arabuluculuğun temel ilkelerinden biri olan iradilik ilkesi, haklı sebeple fesih davalarında mahkemenin kamu düzenini gözetme yükümlülüğü ile çelişmektedir. Bu çalışmada, anonim şirketin haklı sebeple feshinin arabuluculuğa elverişliliği, yargı kararları ve öğretideki görüşler ışığında değerlendirilmiştir. Özellikle, mahkemenin fesih yerine alternatif çözümler sunma yetkisi ve bu yetkinin kamu düzeni ile ilişkisi, arabuluculuğun bu tür davalarda uygulanabilirliğini sınırlamaktadır. Çalışma, yargı kararlarındaki farklı yaklaşımları karşılaştırarak, bu alandaki hukuki belirsizlikleri ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Keywords
Abstract
The dissolution of a joint-stock company for just cause is regulated under Article 531 of the Turkish Commercial Code No. 6102 and stands out as an important legal mechanism to ensure the protection of internal balance of interests within the company. However, whether such cases fall within the scope of mandatory mediation has been a controversial issue in judicial decisions and legal doctrine. The principle of voluntariness, which is one of the fundamental principles of mediation, conflicts with the court's obligation to safeguard public order in cases of dissolution for just cause. This study examines the suitability of mediation for cases of dissolution for just cause in light of judicial decisions and doctrinal opinions. In particular, the court's authority to propose alternative solutions instead of dissolution and the relationship of this authority with public order are evaluated as key factors limiting the applicability of mediation in such cases. The study aims to identify the legal uncertainties in this area by comparing different approaches in judicial decisions and to propose solutions to address these issues.
