Uluslararası sözleşmelerin çoğuğunda sözleşmeden kaynaklanan bir ihtilaf çıkması halinde tarafların alternatif arabuluculuk sistemlerinden olan arabuluculuk (mediation) ve tahkim (arbitration) (hakem yargılaması)’e başvurulmasına dair hüküm bulunmaktadır. Bununla birlikte arabuluculuk ve tahkim (hakem yargılaması) kesin hatlarla ayrılmış iki farklı alternatif çözüm yolunu ifade etmektedir.
Arabuluculuk 6325 sayılı “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK)” ile hayatımıza girmiş 2013 yılından itibaren önce isteğe bağlı (ihtiyari) olarak sonrasında ise dava şartı arabuluculuk, bir diğer ifadeyle zorunlu arabuluculuk uygulanmaya başlamıştır. Dava şartı arabuluculuk 2017 tarihinde kabul edilen 7036 sayılı “İş Mahkemeleri Kanunu”, 2018 yılında yürürlüğe giren, 7155 sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanunu” ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 2020 yılında yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73A maddesi ile günlük yaşamımızda yerini almıştır.
Hakem yargılaması ise önce mülga 1086 “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)”, 2011 yılından itibaren de 6100 sayılı “Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)” ve 2001 yılından itibaren de 4686 “Milletlerarası Tahkim Kanunu (MTK)” başta olmak üzere muhtelif kanunlarla zorunlu ve isteğe bağlı olarak alternatif çözüm yolu için uygulanmıştır. Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde ise 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 60 vd. maddeler uygulanır. Yabancı hakem kararların tanınması ve tenfizinde ise Türkiye’nin de tarafı bulunduğu, 1958 tarihli Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası İçin New York Sözleşmesi 1961 tarihli Avrupa Ticari Tahkim Sözleşmesi (European Convention on International Commercial Arbitration) hükümleri uygulanır.
Bu çalışmada, arabuluculuk ve tahkim hakkında yasal düzenleme incelendikten sonra bu iki müessese arasındaki farklar incelenecektir.
The majority of international conventions contain a provision that in the event of a dispute arising out of the contract, the parties may resort to mediation and arbitration, which are alternative mediation systems. However, mediation and arbitration refer to two different alternative solutions that are strictly separated.
Mediation entered our lives with the "Law on Mediation in Civil Disputes (HUAK)" numbered 6325, and as of 2013, first as optional (voluntary) and then as a condition of litigation, in other words, mandatory mediation started to be applied. Mediation as a condition of litigation has taken its place in our daily lives with the "Labor Courts Law" numbered 7036 adopted in 2017, the "Law on the Procedure for the Initiation of Proceedings Regarding Money Receivables Arising from Subscription Contracts" numbered 7155, which entered into force in 2018, Article 5/A added to the Turkish Commercial Code numbered 6102, and Article 73A of the Law on Consumer Protection numbered 6502, which entered into force in 2020.
Arbitral proceedings, on the other hand, have been applied as a mandatory and optional alternative remedy by various laws, firstly by the abrogated 1086 "Code of Civil Procedure (CPL)", then by the 6100 numbered "Code of Civil Procedure (CCP)" since 2011 and by the 4686 "International Arbitration Law (IAA)" since 2001. In the recognition and enforcement of foreign arbitral awards, Articles 60 et seq. of the Law No. 5718 on Private International Law and Procedural Law are applied. In the recognition and enforcement of foreign arbitral awards, the provisions of the New York Convention on the Recognition and Enforcement of Foreign Arbitral Awards of 1958 and the European Convention on International Commercial Arbitration of 1961, to which Turkey is a party, are applied.
In this study, after examining the legal regulations on mediation and arbitration, the differences between these two institutions will be examined.